26 Ekim 2016 Çarşamba

Maccabi - Galatasaray : Maç Üzerine Serbest Düşünümlemeler

 Galatasaray Odeabank hepinizin pek yakından tanık olduğu bir şekilde son 5 sezonunun en kaotik iki döneminin birinden geçiyor. Yapılan 10 transfer ve riskli hamleler koçun kafasında bir türlü oturmazken ortaya çıkan rotasyon karmaşası ve bunun sebep olduğu ayrıntı özensizliği gibi coaching arızaları da Galatasaray'ı 3 gün içinde beklenmedik iki mağlubiyete sürükledi. Ve yeni sistemde çok fazla hata şansınız yok. Bir an önce Galatasaray duvara verdiği sırtını kurtarmalı ve Cuma günündeki derbiden önce en azından taraftarının sempatisini kazanmaya başlamalı. Bunun için de anahtar bu akşamdan geçiyor.

Hakim olamadığım, cetvelle ya da gözle ölçemeyeceğim ancak en büyük silahı taraftarı olan bir takım için oldukça mühim olan mental meseleleri daha fazla anlatmak isterdim ama gelin şimdi Maccabi'yi Maccabi'de yenmek için neler yapabiliriz, elimizde neler var, onlara bakalım.

Naçizane Oyun Planım:

Sekenleri topla: İki takım da savunması sorunlu hücum takımıyken fazla top kullanan taraf olmak her zaman isteyeceğiniz bir şeydir. Galatasaray'ın sahaya çıktığında en önemli odaklarından biri zaten zor durdurduğu rakip hücumlarını ikiletmemek olmalı. Öyle basit bir hata, maç içi momentumuna bu kadar bağlı bir günde intihar olabilir.

Kesinlikle düşük tempo: Sezon öncesi tweetlerimde, yazılarımda çokça bu takımın koşması gerektiğini, pozisyon sayısını arttırması gerektiğini savunmuştum. Ancak sezon başlangıcından bir ay geçmeden kafamdaki sistemin lideri Russ Smith'in tamamen hesabın dışına çıkmış olması nedeniyle Galatasaray bugün daha kolay ve koçun daha yönetmeye alışık olduğu bir düzene geçmeli. O da senelerdir Ataman'la izlediğimiz yarı saha düşük tempo takımı. Böylece taraftarı önünde oynayacak olan Maccabi'nin gazını biraz boşaltmayı deneyebiliriz.

Daye ve Dentmon'a Saha İçi Liderliği: Galatasaray Odeabank'ın bir çok sorunundan belki de en büyüğü, en beklemediğimiz yerden çıktı. Takımın bir saha içi lideri yok ve her maç değişen, anlamsızlaşan, kaosa bürünen rotasyondan ötürü de geri kalan maçlar da kendini bileğinin hakkıyla sivriltebilen bir oyuncu çıkmadı. Ancak Tel-Aviv deplasmanından çıkmak istiyorsanız güçlü bir saha içi liderine ihtiyacınız vardır. Eğer bunu Ergin Ataman'ın takımıyla yapacaksanız bu ihtiyaç iki katına çıkıyor. Onun için staff tarafından bugün Daye ve Dentmon'a güven - yeşil ışık - süre ve rol verilerek onların takımı ileri itmesi beklenebilir. Beklenmeli de. Bir beşte Dentmon'ın, bir beşte Emir'in bir beşte Daye'in liderlik ettiği aşuremsi bir düzen bizim kaosumuzu daha da büyütür.

Eğer Micov Gününde Değilse; Emir'e Süre Vermekten Çekinme: Daha yaratıcı bir başlık bulamadığım için neredeyse tüm fikrimi başlıkta açıklamış oldum ama neyse. Dizinden beklediğimizden daha ağır bir sakatlık geçiren Ulu Önder'imiz Vladimir Micov gözlemlediğimiz üzere hala kendi ritmini bulmuş değil. Bu da saha içinde onu daha tedirgin bir oyuncu haline çeviriyor ki yukarıda bahsettiğim liderlik sorunları içinde bizim elimizi daha da kapatıyor. Bugün biraz daralması gereken rotasyonda bile yine iyi süreler alacaktır ancak eğer Ergin Ataman, Micov'un gününde olmadığına kanaat getirirse, o süreleri Emir-Schilb diye paylaştırıp rotasyonu yine çorba etmek yerine süresine ve rolüne Emir'i oturtup onun ne yapacağını izlemeli. Emir, Galatasaray'a geldiğinden beri beklentilerin üstünde. Kızılyıldız maçında geri dönüşten önce taraftarı ateşlemesiyle de taraftarla arasında bir bağ oluşturmaya başladı. Geçmişi ne kadar kirli olsa da bu şansı hak ediyor.

Karar Merkezine Saldır: Böyle bir başlık atabiliyorsam, sebebi olan Göksenin Köksal ve formuna buradan teşekkür ediyorum. Rotasyonda hiçbir zaman üst seviye süreler almayan Göksenin'in, Ohayon ve Devin Smith hariç istikrarlı şekilde doğru kararlar veren bir parçaya sahip olmayan Maccabi'ye karşı bizim için bir silah olabilir. Guardlar yarı sahayı geçirirken ya da Ohayon sahada ağırlığını arttırırken Göksenin'i rakibin üstüne salmak elimizi biraz da olsa güçlendirebilir. Ana planın bir parçası olmasa da maç önü planında staff'ın kafasında olması gereken bir senaryo bu.

Maça çıkarken kağıt üstündeki avantaj ve dezavantajları da hesaba katmamız gerek tabii. Tespit ettiklerimi de özetleyecek olursam:

Dezavantajlar

* Sezona formda başlayan, agresif Victor Rudd'un; Austin "Simonovic'in kariyer gecesi" Daye ile olan eşleşmesi 
* Maccabi'nin de buraya 0-2'yle gelmesi ve hafta için yaşanan krizle beraber onların da bu maça dipten yükselme maçı olarak bakması
* Caretaker coach'un Edelstein'ın yanlışlarından dönme ihtimali

Avantajlar

*Galatasaray'ın ve Ataman'ın genetiğinden gelen reaksiyonları
*Rakip koçun yalnızca bir caretaker olması. Ergin Ataman bunu işleyebilir.
*En çok ihtiyaç duyacağımız günde, Dentmon'ın Arroyo hesaplarını boşa çıkarmak için saha içinde daha agresif olma ihtimali. 

Bir de Maccabi - Galatasaray gibi potansiyelli bir maç içinde izlenmesi için bazı sorular barındırıyor. Onlara da değinip bu kısa yazıyı noktalıyorum.

Rudd - Daye eşleşmesi - AC/DC mi Vivaldi mi?: Austin Daye ile Victor Rudd, Euroleague'deki 4 numara tanımlarının en iki ucunda kalan isimleri. Upsized boyu, undersized fiziği yumuşak ama kuğu gibi zarif yapısıyla Austin Daye'in, daha kısa olmasına karşın boğa gibi güçlü fiziğiyle sivrilen; estetikten nasibini almamış hücumunu agresifliği ile tolere eden Victor Rudd karşısında ne yapacağı günün en büyük eşleşme sorusu. Ancak tarafsız bir basketbolsever için de merakla beklenecek bir karşılaşma.

Zirbes & Pleiß - Der Kampf Großdeutschens: Eğer liseden kalma Almancamla batırmadıysam oraya "Büyük Almanların Mücadelesi" yazmayı başarmış olmam lazım. Euroleague'in seviyesinde Brose Baskets forması haricinde pek Alman görmek mümkün olmuyor genelde. Hele onların eşleşmesi çok sık rastladığımız bir şey değil. Milli takımla arası limoni olan iki Alman pivotun olası bir eşleşmesinde kimin vatandaşına üstünlük kuracağı sadece kendileri için değil maçın gidişatı açısından da çok önemli.

Justin Dentmon - Ondan Bir General Olur Mu?: Bu maçın Galatasaray'a göstereceği şeylerden biri de bu sorunun cevabı. Arroyo'nun Galatasaray'ın çok yakınlarında dolaştığı bugünlerde Dentmon'ın bu gece bu sınavı geçip geçemeyeceği takımın geleceği açısından da çok kritik olacak.

Emir Preldzic - Sana Güvenebilir Miyiz?: Nefret dolu ezeli rakibin iki sene önceki kaptanıysanız, taraftar tarafından sahiplenilmek için sahaya elinizden gelenden fazlasını koymak zorundasınız. Emir şimdiye kadar Spahija'nın gidişinden beri en derli toplu sekanslarından birini yaşıyor. Ancak kariyerinin hikayesini istikrarsızlıklarına yazdırmış Emir Preldzic için takımın ilk zorlu deplasmanı güzel bir sınav olabilir. Kızılyıldız maçında tribüne yumruk gösterip onları ateşleyen Emir, deplasmanda da taraftarını mutlu edebilecek bir performans ortaya koyabilecek mi?

Tüm Maccabi Kadrosu - Efsaneye Karşıyken: Edelstein'ın görevinden olmasıyla sonuçlanan hikayeyi biraz ilgilisiyseniz biliyorsunuzdur. Ancak Maccabi için yangın alevini körükleyen kulübün büyük efsanesi, onlara back-to-back şampiyonluk kazandıran Pini Gershon'un açıklamaları oldu. Sonny Weems'i tamamen hedefine koyarak tüm oyuncuları suçlayan Gershon'un takım üzerinde etkisi olup olamayacağı, isyan lideri yeniçerilerinin sürelerinin ne alemde gezeceği soru işareti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder