Mühimmat Raporu, basketbol konuşurken en sevdiğim ve rahatladığım araç oluyor genelde. En son 2020-21 Boston Celtics'i için sezon başında bir "Mühimmat Raporu" çıkarmıştım. O takım yazının başına otururken umut ettiğimin çok altında kalmıştı ancak Tatum ve Jaylen'dan görmemiz gereken sınıf atlamalar o sene gerçekleşmişti. Ama totem deyin, ama mesaide zamanı artmış, ama "o Mühimmat Raporu yazmayı değil 2020 sonbaharını özlemiş" deyin; ama buradayız!
Boston Celtics, Ray Allen'ın takımdan ayrıldığı 2012 yazından beri ilk kez bir sezona "Championship or Bust" parolasıyla giriyor. Ray Allen'ın ayrıldığı sezonu bu parolaya geçiren takımın favoriliği değil, o sezonun Celtics'in Big 4'unun son kurşunlarından biri olduğunu biliyor olmamızdı. 45-15-5 kalp kırıklığının ardından Allen'ın Celtics yerine Heat'e gitmeyi tercih etmesi... Jason Terry'sinden Courtney Lee'sine, Leo Barbosa'sından Darko Milicic'ine kurulan acayip bir Celtics takımının korkunç bir sene geçirmesi... Brooklyn takası, Doc Rivers takası, Brad Stevens imzası, Marcus Smart draft'ı... Geride kalan hikayeyi biliyorsunuz.
O günden bugüne geçen on sene Celtics adına biraz "bekleyerek" geçti. Doğru zamanı beklemek, yapının kurulmasını beklemek, oyuncuların büyümesini olgunlaşmasını beklemek... Ancak on sene önce yola çıkarken takıma karakterini veren Brad Stevens artık coach koltuğunda değil, Marcus Smart da Boston'dan yaklaşık 2000 kilometre uzakta.
Hayaller değişir, bekleyenler değişir. Boston Celtics için zaman, şimdi.
Hasar Raporu: Geçen Sezonun Geride Bıraktıkları
Geçtiğimiz sezonun play-off takvimiyle Türkiye'de seçim takvimi tam olarak üst üste bindiği için dolu dolu hislerle takip edebildiğim bir play-off süreci olamadı. Zaten Sixers ve Miami turlarının 7. maçlarını tekrardan falan izledim. Hepimizin hayatı için endişeleneceği daha önemli şeyler vardı.
Boston Celtics'in geçen sezonuna dair bir şey konuşulacaksa, o da neden şampiyon olunamadığı. Bunu Ime Udoka - Joe Mazzulla değişikliğine bağlayabilirsiniz -ben bağlamıyorum-. Miami serisinin 7. maçında Jayson Tatum'ın sakatlığı kuşkusuz bir (*) bırakıyor ama 8-seed takımın finale yürüyüş yolunda elenen takımlardan biri olmak çoğu asteriksi silmeye yetecek kadar büyük bir günah.
Ancak kalabalığın ve hayal kırıklığının ortasında Miami serisi 0-3 olduğu anda "Her sene pata küte finallere kalamazsın" yazdığımı hatırlıyor gibiyim. Brad Stevens'ın 2018 play-off'larının sonunda, Konferans Finalleri 7. maçında kaybettikten sonra buraya bile gelmenin ne kadar zor olduğunu anlattığı bir konuşma vardı. NBA tarihi, Brad Stevens'ın o konuşmasını haklı çıkarıyor.
NBA tarihinde üst üste iki kere finallere çıkmak, eğer kadronuzda tam prime'ını yaşayan ve "Tarihin en iyi 10 oyuncusundan biri" tartışmasında adını geçiren bir oyuncu yoksa pratik olarak imkansıza çok yakın bir şey. Kabul etmek lazım ki Jayson Tatum şu an o kadar dominant değil ve bu da Celtics'in tavanını sınırlandıran şey.
Celtics twitter'ının basketbol hakkında en çok düşünen isimlerinden Ryan Bernardoni, bu istatistiği Celtics'in elenmesinin hemen ardından gündeme getirmişti. NBA tarihinde, playoffların başladığı gün kadrosunda MVP ödülü kazanmış olan herhangi bir oyuncunun olmadığı takımlardan sadece 7 tanesi şampiyon oldu. 1989-1990 Detroit back-to-back'inin ardından geçen 32 şampiyonda ise sadece 2 tane. 2004 Detroit Pistons ve 2019 Toronto Raptors.
Basketbol bir kez daha 2004'e dönmeyecek. Kawhi Leonard da jenerasyonunun MVP olmayan en iyi oyuncusu. Jayson Tatum için büyük ayakkabıları doldurma vakti geliyor.
Kayıp Raporu: 22 Haziran Şoku
Marcus Smart:
Marcus Smart'ın gönderildiği günü ömrüm boyunca unutmayacağım. Tabii ki bunun saf bir şekilde Marcus Smart'ın gitmesiyle alakası yok. O gün hayatımın en korkunç konuşmalarından birini yapmıştım ve bunun Smart'ın gittiği gün gerçekleşmesi bana evrenin artık büyümem gerektiğini anlatma şekli gibi gelmişti. Zaten o günden ancak 10 gün sonra Marcus'un gidişine hafif hafif ağlayarak yazdığım yazıyı adayarak üzerimdeki o ölü toprağını atabilmiştim.
O yazıda Marcus'un gidişinin hissettirdiklerini anlattım, şimdi saha içine geçmek lazım.
Marcus Smart, her şeyden önce bu jenerasyonun en ilginç ve benzersiz oyuncularından biriydi. 190 boya 100 kilo, en tehlikeli skor tehdidi post-up olmasına rağmen ligin en iyi pick&roll pasörlerinden biri, pick&roll'u verimli oynamasına rağmen çok kötü bir karar verici. %25'le üçlük attığı sene bile maç başına 4 üçlük deneyen, potanın üzerinde pivot bloklayacak atletizmi olmasına rağmen topla rakip savunmayı delemeyen garip bir adam.
Ancak Marcus Smart'a NBA'de bu saygınlığı yaratan şey jenerasyonunun en iyi savunma yeteneğine sahip olması oldu. 1'den 5'e kadar her pozisyonu rakibi üzerine hücum etme fikrinden vazgeçirecek kadar iyi savunabiliyordu. Kariyerini her zaman bir 1 numara olarak oynasa bile savunmakta en zorlandığı oyuncular hep "pırpır 1 numaralar" oldu. Bu yüzden onun sahada olduğu zaman kısa ama çok kısa beşler kullanmak her zaman çok kolaydı. Shane Larkin'i, Kemba Walker'ı, Isaiah Thomas'ı, Payton Pritchard'ı, hatta görev zamanı geldiğinde Tremont Waters'ı olamayacakları verim seviyesine çekti.
Aynı zamanda topsuz savunmada çok aktif ve yüksek savunma bilgisi Celtics'in 1 senelik sağlıklı Rob Williams deneyimi hariç hiç primer pota koruyucu kullanmamasının sebebiydi. Çünkü ihtiyaç duymadı. Pick&roll'u savunan isimler Kelly Olynyk, Daniel Theis, Amir Johnson olsa da Celtics her zaman ligin en korkutucu savunma takımlarından biri oldu.
Lafın özü Marcus Smart büyük bir "ayıp kapatıcı"ydı. Ancak gidişi de kendi ayıplarını kapatmak için yapıldı. İyi bir perdeci olsa da kısa olduğu için roll'de, vasat altı bir şutör olduğu için pop'da verimsiz bir hücum silahına döndü. Perdeye gelmediği zaman da ya son kararı kendi vermesi ya zayıf köşede kalması gerekiyordu. Eric Spoelstra'ya kaybettiğimiz iki serinin de hikayesi esasen buradan geçiyor. Marcus Smart'ın adamının üzerinden linebacker oynayan rakip savunmacı ve Jayson Tatum'a gelen blitz sonrası close-out'ta karar vermek zorunda olan Jaylen Brown.
"Sen Marcus.. Ben" yazısını "Porzingis gibi pota koruyucular benden daha mı etkili oluyorlar savunmada?" cümlesi geçen bir paragrafla kapatmıştım. Celtics'in risk aldığı ayıpların, kapattığı ayıplara denk gelip gelmeyeceğini bu soru belirleyecek. Evet, Marcus ben düşünmeyi bıraktım. Ancak bu deneyimi izlemeye devam edeceğim.
Eğer bir kupa gelecekse, sırf senin elinde kalkmadığı için daha değersiz olacak. Umarım.
Malcolm Brogdon:
Malcolm Brogdon'ın gelişi, oynayışı ve gidişi... Boston Celtics tarihinde Joe Johnson gibi, Chauncey Billups gibi, Kyrie Irving gibi nasıl geldiği ve neden gittiği anlaşılmayacak oyunculardan biri olacak üzerinden biraz zaman geçtiğinde. Ancak şimdi Malcolm Brogdon'ın neden geldiğini ve neden gittiğini kavrayacak kadar sıcak anılara sahibiz.
Malcolm Brogdon'ın takıma geliş sebebi esasen Marcus Smart - Derrick White'ın eksiklerini kapatarak farklı rakiplere karşı farklı ortaklıklarla sahaya çıkacak bir uyum yakalayabileceği fikriydi. Normal sezonda öyle de oldu. Bu üçlünün ilk 5'te başlamayan oyuncusu olarak Yılın 6. Adamı ödülünü çok da büyük bir soru işareti bırakmadan kazandı.
Ancak play-off'lar, her sene rol oyuncuları için daha acımasız bir deneyime dönüşüyor. Hawks - Sixers - Heat gibi guardları tarafından yönetilen takımlara karşı play-off serileri oynuyorken kendinizi göstermeniz için önce sahada kalmayı becermeniz gerekiyor. Malcolm Brogdon'ın ayak çabukluğu ile birlikte geriye giden savunma becerileri onu özellikle Sixers serisinde çok üzücü hallere soktu.
Yukarıda bahsettiğim gibi Boston Celtics için bu yaz, ayıp kapatma yazıydı. Şu haldeki James Harden'a karşı sahada kalamayan Malcolm Brogdon, takımın ayıpları olarak duruyordu ve kontratının takaslanacağına sezonun bittiği gün hiçbir şüphem yoktu.
Bu sezon içinde kendine ihtiyaç duyacağı bir playoff takımına gideceğin şüphem yok. Ancak yıllardan beri sakatlıklarla yorulan bacaklarının play-off'un ilerleyen turlarındaki direncinden emin değilim.
Rob Williams:
"Look how they massacred my boy"
Rob Williams'ın seçildiği 2018 draft'ı NCAA'i en yoğun takip ettiğim seneydi ve Celtics twitter'ının efsanesi Riffs Man'in işaret etmesiyle Rob'ı sıkı sıkı takip etmiştim. Pasörlüğü ve atletizminin birleşmesi yaşlanan Aron Baynes ve Al Horford yerine müthiş bir proje olarak aklıma geliyordu ancak lotaryanın dışına çıkmayacağına da emindim. O sene uzun rotasyonunda Muscala'yı falan oynatan Clippers'ın 12 ve 13'te iki picki varken biriyle sektirmeyeceğine emindim.
Sonra Clippers Jerome Robinson'ı tercih etmeye karar verdi. Clippers'tan taaa 25. sıradaki Lakers'a kadar uzun ihtiyacı olan takım yoktu. Lakers'a geldi sıra: Mo Wagner. Rob Pelinka'nın hemşoculuğu sağolsun ekrana ciddi bir kahkaha patlatmıştım. Danny Ainge de gelen fırsatı tepmedı, 27. sıra draftlarının son serisi olarak Rob Williams, Boston Celtics'e geldi.
Rob Williams'ın Celtics'teki büyümesi de NBA'deki weak-side sweeper'ların büyümesiyle paralel oldu. Artık birinci aksiyonlar o kadar büyük risk ki; NBA takımları birinci aksiyonu doğrudan savunacak değil ekstradan gelerek savunacak oyuncuların caydırıcı olmasını istiyorlar. Rob Williams da tam olarak bu görevi üstleniyordu.
Bir pota koruyucu olarak ekstra özellikleri var. Üzerine oyun çizilmese de çok yetenekli bir pasör. Ayrıca aynı rolü paylaştığı oyunculara kıyasla da çok istikrarlı serbest atışcı. Ancak Boston'la Eylül sonunu göremeyecek olmasının sebebiyle 13'ten 27'ye düşmesinin sebebi aynı: Dizleri.
Dizlerini istediği kadar dinlendireceği ve başarısı Mayıs ayında iki günde bir oynanan konferans finali maçlarıyla ölçülmeyecek bir sezonda ligin yine aklını başından çıkaracaktır. Gelmesi, bıraktığı etki ve gitmesi. Taraftarı olmaktan çok keyif aldığım bir oyuncuydu.
Grant Williams:
Marcus Smart'ta duygusallık hakkımı harcadığım için Grant Williams'ı ne kadar sevdiğimi anlatmayı bu sefer es geçiyorum.
Grant Williams, NBA'e girişinde şu an olduğundan daha iyi ve çok yönlü bir oyuncu olabileceğinin hissini güçlü şekilde veriyordu. İyi bir post-up oyuncusuydu, topa yere vurduğu zaman güçlü ve doğru kararlar veriyordu.
NBA'e geçiş sürecinde oyununun en eksik kaldığı noktalar da açıkçası buralar oldu. Kendine onu istikrarlı şekilde var edecek bir hücum oyunu yaratamadı. Bu yüzden çok iyi 7. adam olmanın ötesine Boston kariyerinde geçemedi.
Bu barajı geçmesi için önünde ciddi engeller var. Boyu onu iyi bir post-up savunmacısı olmaktan alıkoyuyor. Switch-big olarak perdelere göre çok doğru pozisyon alsa da switch-wing olarak rotasyonlarda kayboluyor. Dallas'ta kendisinden her şeyi switchleyen bir kanat oyuncusu rolü bekleneni karşılayamayacaktır.
Ancak kontratı için söylenmek de saçmalık olur. Tam bir Full-MLE rotasyon oyuncusu ve kontratı da Full-MLE rotasyon oyuncusu parasına oldu. Biraz goofy biraz cringe olsa da eğlenceli insan vibe'ını tam veriyor. Umarım başarılı olur.
Danilo Gallinari, Mike Muscala, Blake Griffin:
Blake Griffin'i diğerlerinden ayrı tutmak lazım çünkü Boston Celtics'e dair anı geliştirebildiğimiz tek adam o oldu. Geçen sene Al Horford yokken bir oyuncu Al Horford'ı ne kadar taklit edebilirse o kadar etti. Prime'ında pek sevmezdim nedense ama taraftarı olması eğlenceliydi.
Danilo Gallinari ve Mike Muscala'nın da salary filler olarak gittikleri için üzgünüm. İkisi de bu kadro planı içinde oldukça değerli normal sezon dakikaları verebilirlerdi. Özellikle Danilo Gallinari'nin gençliğinde babasıyla tuttuğu takımla imzaladıktan sonra sahaya bile çıkmaması ağızda ayrıca kötü bir tad bıraktı.
Ancak ne olursa olsun bu üç oyuncu da şampiyon takımla, şampiyon olmayan takım arasındaki farkı yaratacak kalibrede artık değiller. O yüzden hoş bir sada bırakıp gitmelerini izlemekle yetinmek lazım.
Mevcut Raporu: Yola Çıkanlar
Önce kadroya genişten bakalım ve sonra sıradan başlayalım:
Handlerlar: Jrue Holiday - Derrick White - Payton Pritchard - Dalano Banton - JD Davison*
Kanatlar: Jayson Tatum - Jaylen Brown - Sam Hauser - Sviatoslav Mykhailiuk - Lamar Stevens - Jordan Walsh - Oshae Brissett
Uzunlar: Kristaps Porzingis - Al Horford - Luke Kornet - Neeminas Queta* - Nathan Knight*
Big 6:
Jrue Holiday:
Damian Lillard takasından 5 gün önce Jrue Holiday'e hazırlık kampına Boston Celtics'te katılacağını söyleseniz şaşkınlıktan dudağında uçuk çıkardı muhtemelen. Lillard - Holiday - Brogdon dönüşümleri bu sezonun kaderini, sezonun başlangıcına 1 ay kala yeniden yazdı.
Jrue Holiday'in gelişini doğal olarak Marcus Smart'la aralarındaki farklarla okumak gerekiyor. İki oyuncunun kıyaslamasında ise yürek bir şey dese de beyin başka bir şey söylüyor.
Marcus Smart'ın Jrue Holiday'le olan benzerlikleri sadece ikisinin de jenerasyonunun en iyi iki kısa savunmacısı olmasından kaynaklanmıyor. Aynı zamanda ikisi de pick&roll'u iyi yöneten ancak pasörlük konusunda aşırı titiz olmayan oyuncular. Yine aynı şekilde şut tercihlerinde de ikisi de kendini sahada unutturan tipler değil. Ancak Jrue Holiday'in Marcus Smart'a kıyasla daha doğal bir şutör olması iki oyuncu arasındaki hücum farkını yaratıyor.
İşin savunma tarafında ise ikisi de ayrı iki konuda tarihin en iyilerinden. Marcus Smart, 1-den-5-e switch becerisiyle tarihin en iyi savunma tutkalı. Ancak Jrue Holiday mükemmel perde yönlendiriciliği (screen navigating'i böyle Türkçeleştirebildim) modern basketbol için bir savunma şemasını olabilecek en tehlikeli yere çekebilecek yetenek setine sahip.
Bucks, Giannis ve Brook Lopez'in ikisini de neredeyse deep drop'da kullanırken Jrue Holiday'in hiçbir şartta kolay kolay delinmeyeceğine güvenerek bu şemayla sahaya çıkıyordu. Brook Lopez tabii ki daha iyi savunma oyuncusu ancak Kristaps Porzingis'in de Brook Lopez gibi potada süpürücü oynayacağını düşündüğümüzde pick&roll'ları karşılayacak ilk oyuncunun Jrue Holiday olması takımın en bariz gözüken zaafına müthiş bir yama.
Jrue Holiday, Wisconsin'den Boston'a şampiyonluk apoletiyle geliyor ve takımdaki herkes gibi onun da başarısını ölçecek yer play-offlar olacak. Play-offlardaki şut performansları soru işareti olsa da Milwaukee franchise tarihinin en büyük sayısında topu çalan ve asisti yapan kişi. Liderliği, şampiyonluk tecrübesi, onu Boston adına en iyi bahis yapıyor.
Derrick White:
NBA'de MIP ödülü her zaman starlık ve süperstarlık arasındaki barajları atlayan oyunculara veriliyor. Ancak geçen sene ligin kaderini en çok değiştiren kişisel gelişimin kimden geldiğini sorsaydınız buna verilecek 5 cevaptan biri kesinlikle Derrick White olurdu.
Derrick White, Boston'a zaten ligin en iyi kısa ve geçiş savunmacılarından biri olarak geldi. Yardım köşesinden de hem savunmayı iyi bildiği için hem Popovich eğitiminden geçtiği için çok doğru açılarla gelirdi. Ancak üçlük yüzdesini 30'dan 38'e EFG'sini de 49'dan 56'ya çekmesini Derrick White'ın değerini tam olarak anlamamıza yardımcı oldu. Bu yüzdeler arasındaki fark "iyi rol oyuncusu"ndan "süperstar rol oyuncusu" arasındaki önemli farklardan biri. Tarihe baktığınızda da Jrue Holiday'den Aaron Gordon'a, Rajon Rondo'dan Andre Iguodala'ya süperstar rol oyuncuları şampiyon takımlarda gözünüze büyük bir ışık hüzmesiyle birlikte çarparlar.
Derrick White'ın bu sezonki hücum rolünde çok bir değişiklik olmasını beklemiyorum. Brogdon-Smart-White üçlüsünün dengeliyicisi olarak içinde bulunduğu her 5'in beşinci adamı olarak ceza şutları ve close-out hücumu üzerinden ekmeğini çıkarıyordu. Malcolm Brogdon'ın yerinde şu an yeller esiyor ancak Payton Pritchard rotasyonda anlamlı dakikalar alacaksa topu kullanmak konusunda pek çekingen olmayacaktır. Hücumda çoğu zaman Derrick White'ın önüne geçmesi şaşırtıcı olmaz.
Ancak savunmada Derrick White'ın rolünde bazı esnetmeler beklemekte fayda. Öncelikle Derrick White, NBA'in en iyi perde kovalayan, en iyi geçiş savunan ve en iyi pota koruyan kısası. Takıma Jrue Holiday'in eklenmesi onun savunmada topun karşısında sürekli kalması zorunluluğunu da hafifletecektir. O yüzden Derrick White'ın bu sezonu daha çok zayıf tarafta, blok ve top kaybı kovalarken; rakibin ikinci opsiyonunu elemine etmeye çalışıp zayıf taraftaki 3'e 2'yi oynarken görmek şaşırtıcı olmayacak.
Ancak bunların hepsi Derrick White'ın geçen sene gösterdiği gelişimden geriye düşmemesiyle alakalı. Celtics'in birçok oyun planı istediği zaman Derrick White'ı sahada tutabilmekle doğrudan bağlantılı.
Jayson Tatum:
Kariyerinin artık 7. yılına girerken Jayson Tatum, NBA'in en büyük oyuncularından biri. Lige başlarken elinizde konsensus olarak ilk 5'te gösterilen bir oyuncunun olması takımınız için de müthiş bir avantaj. Ancak Jayson Tatum'ın bu ilk beş oyuncu arasında en çok eleştirilen isim olduğunun da altını çizmek ve nedenlerinin üzerine düşünmek gerekiyor: Sonuçta herkes haksız olamaz.
Jayson Tatum'a gelen eleştiriler hakkında "Kendi koyduğu çıta" savunmasını yapmakta bir beis yok. İyi bir takımın içine düşmüş olsa da Jayson Tatum'ın seçildiği gün Celtics'in franchise oyuncusunun Isaiah Thomas olduğunu hatırlamak Celtics'in Tatum etrafında ne kadar farklı şeyler denediğini hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Bu kadar değişikliğin içinde bir franchise'ı türbülansa sokmadan istikrarlı başarıya götürmek ve 6 senede 4 kere konferans finali oynamak her yiğidin harcı değil.
Ancak neden 4 konferans finalinde 1-3? Çaylak sezonunda belki de fiziksel olarak en iyi halindeki LeBron James'e elendiği konferans finaline bir asteriks koysak bile Jimmy Butler'ın liderlik yaptığı takıma karşı 2-1 geride olmak, henüz tamamlanmamış bir oyuncu olduğuna işaret ediyor.
Jayson Tatum'ın lige girdiğinden beri oyununun her noktasını geliştirdiğini söyleyebiliriz. Ancak diğerlerinden daha az gelişen iki özelliği onu uzun playoff serilerinde Eric Spoelstra'ya karşı savunmasız kılıyor: Oyun motoru ve trafikte karar vericiliği.
Bu iki özellik de bir oyuncuda ne kadar gelişebilir? Bu sorunun bir cevabı olduğundan emin değilim.
İyi haber: M.uhtemelen Brad Stevens da aynı şekilde düşünüyor. GM'lik pozisyonuna geçtiğinden beri yaptığı tüm hamleler Jayson Tatum'ın hücumda işini kolaylaştırmak amacıyla yapılıyor. İkincil yönlendiriciler, karar vericiler, sahada kalabilen kısalar, şutör uzunlar, hücumcu prospectler.
Marcus Smart - Kristaps Porzingis takasının ana fikri aslında bu yönde bir değişim. Jayson Tatum'a "topu al, perdeyi çağır ve bana karmaşadan düzen çıkar" diyemiyorsun. Belki de dememelisin. O yüzden Celtics'in perdeden sonra Marcus Smart'ın ne yapacağı gibi bir soru işareti değil Kristaps Porzingis'in ne yapacağı gibi bir nokta lazımdı. Ve o da artık geldi.
Etrafında olanların dışında Jayson Tatum MVP ödülünü almak istiyorsa, bu sene 3-4 sene sürecek penceresinin ilk senesi. Post-up'la da olsa potaya yaklaşma işlerini çözmeli, normal sezonda pull-up üçlüklerini istikrara oturtmalı ve ligin en güçlü takımının clear-cut #1'i olarak MVP ödülü için kendini favori pozisyona sokmalı. Yazının girişinde altını çizdiğim gibi; son 32 sezonda 30 kere MVP'ler şampiyon oldu. Tarihin de matematiğin de doğru tarafında kalmak gerek.
Jayson'a, Marcus'u takımda tutamadığı için çok kırgınım. Onu listelerde ilk 5'e yazanlarda bu bahislerinin karşılığını görmek istiyorlar. Benim kalbim kırılsa da düzelir ancak Jayson Tatum'ın ligdeki yeri için hayati bir sezon olacak.
Jaylen Brown:
Buraya hiç komik olmayan bir sol el şakası gelecek. Sanki sorun gerçekten oymuş gibi.
Jaylen Brown, NBA'deki yeri hakkında oldukça ilgi çekici tartışmaların yürütülebileceği bir oyuncu. Öncelikle Jaylen Brown'ın çaylak sezonunundan bu yana yaşadığı gelişim, NBA'de çok oyuncunun başaramadığı ve saygıyı hak eden bir ilerleme. Ancak Jaylen Brown zaten 3. sıradan seçilmişti. Yine Jaylen Brown, iki All-Star ve geçen seneki All-NBA ödülünü sonuna kadar hak etti. Ancak ligde kendi klasmanında gösterilen oyuncular arasında buraya girmesi "başarı" olarak nitelendirilen az sayıda oyuncudan biri.
Doğal bir yetenek olmamak ve geldiğin noktaya her sene kazıyarak gelmek, doğal yeteneğinizin teste tabii tutulduğu anlarda sizin için terse dönebilen bir anlatı oluyor. Jaylen Brown'ın son beş ayda başına gelen de maalesef bu.
NBA'de ikincil yıldız olarak Jaylen Brown, takımının kazandığı başarının büyüklüğünden doğrudan mesul. Ve kendisi Jayson Tatum olmadığı için Celtics bir kez daha takımı değiştirmek istediğinde koltuğu sallanacak ilk oyuncu da kendisi. Jaylen Brown'dan bahsederken Jayson Tatum'la olan uyumları belki de Jaylen Brown'ın kendisini konuşmaktan daha önemli:
Öncelikle, rüyalardan gelen bir ikili olmadığını söylemek lazım. İki kanat oyuncusu üzerine plan yapıyorken en azından birinin topu verdiğiniz zaman sahayı tamamen yönetebilmesini istersiniz. Ancak ikisinde de bir numaralı eksik hala bu konuda gelişme göstermek zorunda olmaları. Öte yandan Jayson Tatum'ın gelişiminin aksine Jaylen Brown hala iyi bir karar verici değil. Bitirici olarak ligin en tehlikeli hücum güçlerinden biri olsa da ikincil aksiyonları yönetmesi gerektiğinde topu nereye süreceği konusunda bile sorunlu kararlar almaya devam ediyor.
Zaten sol eline dair söylenen şeylerin yarısı kötü noktalara topu götürmesinden kaynaklanıyor. Ligde ne handler'lar var, ben hiçbirinin Jaylen Brown kadar off-hand'iyle trafiğe daldığını zannetmiyorum. O yüzden zorlamayı bıraksa zaaflarını otomatik olarak kapatmış olacak. Tabii ki Porzingis-Holiday eklemeleri ona da bu noktada faydalı olacak.
Ancak iyi noktalara odaklandığınız zaman Jaylen Brown, hak ettiği saygıyı görmeyen bir oyuncu. Kendi skorunu yaratabilen bir three-level scorer. NBA'de bu oyuncular ağaçta yetişmiyor. Aynı zamanda geçişte ligin en etkili oyuncularından biri. Savunmada topun karşısında kalmayı biliyor. Topsuz oyunda ligin en arızalı savunmacılarından biri olması can sıkıyor olsa da Jaylen Brown'ın geldiği noktayı hafife almaya yetmiyor.
Geçen sene yaptığına benzer bir sıçrama daha yapmasını artık yaş haddi sebebiyle beklemiyorum. Ancak Jaylen Brown kadar iyi bir profesyonelin çıktığı seviyeyi koruyacağına dair inancım tam. Hem de senelerce.
Ancak son noktayı hatırlatmayla yapmakta fayda var: Bu sene sadece Jayson için değil Jaylen için de hesabı ödeme senesi. Bu seneden sonra artık fatura çıkar.
Kristaps Porzingis:
Geçen sene Boston'a takas ihtimalinden haberi olana kadar muhtemelen Kristaps Porzingis bile sonraki sezonun en kritik oyuncularından biri olacağını düşünmemiştir. Ancak olan oldu, biten bitti. Kristaps Porzingis, bu sene NBA şampiyonunun kim olacağını belirleyecek 15-20 oyuncudan biri.
Porzingis'in gelişi Boston için bir oyun stilinin kabulüne ve o oyunu ezber etmeye çalışacak olmanın işareti. Çünkü Porzingis, tüm yeteneklerine rağmen özellikle savunmada ve çoğu zaman hücumda sadece belli coverageları oynayabilen bir oyuncu. Bu, onun özellikle Dallas günlerinin hayal kırıklığıyla sona ermesinde bir numaralı etken olmuştu.
Kristaps Porzingis, lige ilk girdiğinde gerek New York'un kurtarıcısı olması, gerek sempatik bir çocuk olması, gerek de Morey-Ball tufanı için biçilmiş kaftan olmasıyla büyük heyecan yaratmıştı. Yıllar geçerken neredeyse 10 yıl önce tırnak ısırtan Porzingis'ten geriye hype'ın altında kalsa hakkı verilmeyen bir oyuncu kaldı.
Porzingis'in geçen sezonki metriklerinin inanılmaz olduğunu söylemek lazım. Bir pota koruyucu olarak 91. persentilde. Aynı zamanda post-up isolation'da da 88. persentil. Bu ikisini yapan oyuncunun geçtiğimiz sezon %38.5 üçlük atması ortaya korkunç bir oyuncu fikri çıkartıyor. Üçlük yüzdesi hakkında fikir vermesi için Dallas'tan takaslandığı sezon, takaslanana kadar yüzde %28.5 üçlük attığının altını çizmek lazım. Porzingis, Washington'da sadece daha sağlıklı değildi. Luka Doncic'le ayrıldığından beri daha iyi bir oyuncu da oldu.
Peki yeniden hedefleri olan bir takımda yer almak Porzingis'i yeniden bal kabağına dönüştürür mü? Bu sorunun cevabından emin değilim. Özellikle Jayson Tatum, ligin en büyük çekim alanlarından biri. Luka Doncic değil mi diyeceksiniz? Takımlar Luka Doncic'i savunurken switch yapıp tanrıya dua etmeyi daha çok tercih ediyorlar. Jayson Tatum hem topu elinden çıkarmayı seven hem de sürekli şekilde savunma coveragelarını zorlayan bir oyuncu olarak savunmaların daha istikrarlı şekilde üzerine saldırdığı bir oyuncu. O yüzden Porzingis'in sahada belli bir konfor alanı içinde kalacağını var sayıyorum.
Porzingis konusundaki asıl konu, savunmada neler yapacağı. Robert Williams takımdan ayrılana kadar Rob-Al-Porze üçlüsünün ikisinin sürekli sahada kalacağı ve Porzingis'in genelde yardım tarafından potayı süpürücü oyuncu olarak rol alacağı akla çok yatıyordu. Ancak Rob Williams gidip yerini dolduracak oyuncu Neeminas Queta olarak gözüktüğünden beri, Boston'ın savunma şeması da double-big help-sweeper ezberinden uzaklaşmış gözüküyor: Porzingis'in öyle ya da böyle savunmada topun karşısında kalması lazım.
Porzingis bu konuda da geçen sene oldukça iyi metrikler çıkarttı. Bu konuda kısa savunmasında topun karşısında kalmayı bilen ve perdeyi yönlendirebilen oyuncularla oynayacak olması da onun işini kolaylaştıracaktır. Ancak NBA'e geldiğinden beri güçlenmeyen frame'i ve koruması gereken dizleri ona hem post'ta hem de faul problemlerinden kaçınma konusnda yardımcı olmayacak. O konularda yine yeni yeniden Al Horford'ın eline bakıyoruz.
Farkındaysanız, sağlık konusunda hiç değinmedim. Ancak Kristaps Porzingis'in geçen sene sağlık konusunda oldukça "nazar değmesin" bir karnesi olduğunun altını çizmek lazım. Hoş biz Celtics'iz, Porzingis gider all-star olur sonra play-off'ların ilk maçında iki sezonu birden kapatır. Bu korkuya sahip olmak bile sezon boyunca yataktan korka korka kalkmaya yeter.
Al Horford:
Al Horford'ın Celtics'e dönüşünün Celtics franchise'ı için çok büyük bir etkisi olduğunu insanlar çokça sefer atlıyorlar bence. Sadece saha içi liderliği olarak değil, Al Horford şu an ligin uzun olarak en iyi tamamlayıcı parçalarından biri. 15. senesinde %44.6'yla üçlük atması bu takımı bazı şeyleri elit seviyede yapabilen kılan önemli değişkenlerden biri.
Ancak Horford'ın gerilemeye başladığı noktaların altını çizmek gerekiyor: İlk olarak, geçen sene 63 maç oynamasına rağmen play-off'lardan fiziksel olarak neredeyse 0'a inmişti. Hem normal sezonda 60 maç hem de playofflarda Embiid'le, Giannis'le, Adebayo'yla dövüşme işi 18 senedir üst seviye basketbol oynayan bir oyuncudan beklemeyeceğiniz bir şey. Hele ki sizin hücum planınızda büyük yer tutuyorsa. Horford'ın %44.6'lık üçlük yüzdesinin play-off'larda %29.8'e düşmesi hücumun yaşadığı düşüşün ana etmenlerindendi.
Porzingis'in gelişi, Horford'ın stretch-5 olarak yalnızlaşmasının önüne geçecektir. Ancak savunmada vidaları ne zaman sıkmak isteseniz başvuracağınız ilk oyuncunun Yunanistan emeklilik kanunundan yararlanabilecek yaşta olması da kadro kurarken kafanızı kurcalayacak bir konu. Hele ki ligin son 5 MVP'sinin hepsinin pivot olduğunu düşündüğünüzde. ,
Onun dışında Al Horford, Boston'daki ilk 3 senesinde etkili bir şekilde post oyununu kullanabilen ve potaya yaklaşma konusunda Celtics'e opsiyon yaratan bir oyuncuydu. Horford'ın oyununun bu kısmı gerilemedi, tamamen kayboldu. Horford geçen sene maç başına sadece 2.4 tane ikilik atış denedi. Bu sayı bir önceki sene bile 4.4'tü, Philly'den kontratı almadan önce Boston'da geçirdiği son sezonda ise 7.6.
Pivotunu potada bu kadar az kullanabilen ve çizgiye hiç gönderemeyen bir takımın yıldızı da Jayson Tatum gibi en büyük eksiği potada bitirmek olan bir oyuncu olunca bu yapısal bir probleme dönüşüyor. Ki Boston'ın erimiş peynir gibi uzayan play-off serilerini, kapatamadığı maçları bundan ayrı şekilde okumak mümkün değil.
O yüzden Al Horford'ı ister istemez Kristaps Porzingis'le birlikte okumakta fayda var. Porzingis, tam olarak Horford'ın -artık- oynayamadığı low-isoları oynayabilsin, çizgiye inebilsin diye takıma geldi. Horford'ın da savunma konusunda Porzingis'in yarattığı defektleri kapatmak bir numaralı görevi olmalı.
Rotasyon Adayları:
Boston Celtics'in ana rotasyonu şu an 2 combo handler, 2 combo wing ve 2 combo bigden oluşuyor. Bu 6 oyuncu, hepsi sağlıklı olduğunda sahaya atacağınız herhangi bir 5'le sahada kalabilirler. Bu rotasyon ayarlama konusunda Joe Mazzulla'ya en çok yardımcı olacak konulardan biri. Ancak sağlıklı olunsa bile bu 6 kişilik rotasyonun en az birinin her maç dinlenmesi gerektiğinin ve bu oyuncunun genelde Porzingis-Horford'dan biri olacağını da hesaplara başlarken not etmek gerekiyor. O yüzden ne olursa olsun rotasyona ekstra bir eklemesi gerekecek. Ama içeriden, ama dışarıdan.
Bu konuda hazırlık kampında gördüğümüz kadarıyla Neeminas Queta, Luke Kornet'in bir adım önünde. Luke Kornet, uzun boyu ve uzun boyundan beklemeyeceğiniz hareket kalibiyetiyle NBA'de sürekli şekilde kendine kontrat bulabiliyor olsa da sahada iyi seviyede yaptığı hiçbir tekil özelliğe sahip olmayan bir oyuncu olarak onu sahaya attığınızda ondan ne bekleyeceğiniz konusunda kafanızı çok karıştırıyor. En azından bir dış şut ya da pota çevresi specialisti olabilseydi, Celtics'in rotasyonda kafası çok rahatlayacaktı.
Kornet'nin bu durumuna karşılık Neeminas Queta, kolejden beri ne vereceğini günlük olarak bildiğiniz bir oyuncu. Çabuk bir pick&roll uzunu. Klasik bir pick&roll uzununa göre hand-off yapmak konusunda da oldukça meziyetli. Savunmada da fena olmayan bir süpürücü kabul edilebilir olsa da ayaklarını yere sağlam basmak konusunda eksikleri hala çok fazla. Çabuk faul problemine giriyor ve maçın başında kendisine yazılan dakikaları tamamlayamıyor. Bu konuda gelişme göstermesi şart. Ancak geliştirirse herhangi bir takasa kadar Boston uzun rotasyonunun üçüncü adamı olacağına dair inancım yüksek.
Öte yandan Boston'ın ana rotasyonuna baktığınızda herhangi bir 3pt specialist olmadığı da kolayca gözünüze batıyor. Burada benchten gelecek Sam Hauser ve Payton Pritchard'ın doldurabileceği ciddi bir boşluk var.
Bu rotasyondaki mücadelenin ayrıntılarına girecek olursak; geçen sene gördüklerimizden sonra benim Sam Hauser'in dakika verebilir bir 7. adam olacağına dair bir endişem yok. Keskin bir şutör olmasına rağmen savunmada ayaklarının yere çok sağlam basması büyük avantaj. Duncan Robinson ya da Landry Shamet gibi sahanın etrafında fırıl fırıl dönmese de Celtics'in oyun planında da set şutörleri kullandığını görmedik. Zayıf tarafta ceza şutlarını istikrarlı şekilde kesmesi bile büyük avantaj olacaktır.
Diğer spotta Payton Pritchard ismi öne çıkıyor; hem her yaz üzerinde oluşan hype'la hem de kamp başlamadan aldığı kontratla. 2022 NBA Finalleri'nde bile süre almış olması onu kağıt üzerinde yukarı çıkarıyor ancak bu takımda uzun ömürlü bir rotasyon rolü istiyorsa savunmada daha da gelişmesi gerekiyor. Topa baskı konusunda fena olmasa da switch savunmasında sahaya neredeyse hiçbir şey koyamıyor olması, rotasyonu planlarken büyük eksi.
Payton Pritchard'ın bu eksisinden faydalanabilmek için de Svi Mykhailiuk sotede bekliyor. Geçtiğimiz sezonun sonunda Charlotte Hornets'te gazozuna maçlarda parlasa da topu ikincil yönlendirici olarak eline aldığında pick&roll'da iş yapabileceğini teorik olarak göstermiş olması Svi'nin Boston rotasyonunda kullanabilir bir parça olabileceğine dair ümitleri arttırıyor. Aynı zamanda Payton Pritchard'dan yaklaşık 20 santim daha uzun olduğunu da eklemek lazım. Sezon içinde illa kendini gösterecek maçları olacaktır ancak rotasyonda hangisinin daha istikrarlı dakika alacağını, hangisinin daha istikrarlı savunma katkısı vereceği belirleyecek.
Rotasyonun uzunlarını ve şutörlerini konuştuk. Geride rotasyonun son dakikaları için yarışan atlet kanatları konuşmak lazım. Bu mücadelede elimizde birbirinden farklı profillerle beraber Dalano Banton, Oshae Brissett, Lamar Stevens ve çaylak Jordan Walsh var.
Bu dörtlü arasında bence istikrarlı şekilde dakika almaya en uzak oyuncu Jordan Walsh. Buna sebep olan ilk özelliği çaylak olmasının getirdiği belirsizlik. Hatırlatmakta fayda var, Jordan Walsh 2004'lü. True freshman olarak kolejde geçirdiği bir sezonun ardından NBA Draft'ına girmeye karar verdi. Maç maç şampiyonluk için yapı kurmaya çalışan Joe Mazzulla'nın istikrarlı süreleri elinde yeterli miktarda kaset bile bulunmayan Jordan Walsh'a vereceğini, en azından sezonun başında hiç sanmıyorum. Aynı zamanda Walsh'un henüz oturmamış şutunun da bu case'e olumlu yönde katkı yapmayacağını notlara eklemek gerek.
Öte yandan diğer üç oyuncu da ayrı ayrı noktalarda rotasyona yardımcı olabilirler. Dalano Banton'dan başlamayalım: Banton 6'7" boyu, geniş kulaç uzunluğu ve rekabette olacağı diğer oyunculara kıyasla gelişmiş handling kabiliyetiyle Celtics'in bu yaz attığı "ya tutarsa?" zarlarından biriydi. Toronto'da geçirdiği iki sezonda yıldızını parlatsa da savunmasını ve şutunu istikrara oturtamamış olması onun Toronto tarafından bir sene daha denenmemesine neden oldu. Eğer bunlardan birini oturtmayı başarırsa close-out'ta yaratıcılığıyla ve geçişin iki tarafında da potansiyelli olmasıyla ligin sürpriz rol oyuncularından biri olabilir.
Oshae Brissett de Masai Ujiri'nin "ya üçlük atarsa?" denemelerinden biri olarak NBA'e adım attı ve geçen yılların ardından şutunu oturtamayan atletik kanatlardan biri olarak kaldı. Oshae Brissett'e dair asıl sorun şutunun olmamasından da ziyade, oyununda ekstra bir özellik olmaması. Atletik olmasına rağmen caydırıcı bir savunmacı değil. Skorer gibi top kullanıyor olmasına rağmen ne iyi bir şutör ne de topu yere vurup bir şey yaratabiliyor. Aynı zamanda Small-ball 5 oynama özelliği de yok. Sadece bu kadar atlet ve bazı zamanlarda skor patlaması yaşayan bir oyuncu olması onun istikrarlı oynayabileceği paralel evrene dair iyi bir fikir uyandırıyor. Onun da rotasyonda istikrarlı süre alacağını sanmıyorum.
Benim bu spot için black horse'um Lamar Stevens. Geçtiğimiz iki sezon Cleveland Cavaliers'ta kimin beşinci adam olacağı sorusu Isaac Okoro, Cedi Osman, Dean Wade ve kendisi arasında paylaştırılırken Stevens iki sezon da kendi oyun karakterini sahaya yansıtarak Cleveland rotasyonunda kendine yer bulmayı başarmıştı. Aynı zamanda bunu kendi oyun stiline hiç uygun olmayan Cleveland yapısında başarmış olması, Boston gibi zaaflarını saklayabileceği bir yapıda ona yardımcı olabilir.
Lamar Stevens'ın pazarlama noktası savunması. İyi bir topa baskıcı ve ayakları yere sağlam basan bir switch savunmacısı olarak savunmada ihtiyaç duyduğunuzda benchte ismini bağırabileceğiniz bir oyuncu. Boyunun Svi Myhkailiuk ve Dalano Banton'dan kısa olması onu small-ball 5 olmaktan alıkoysa da savunmada boyundan büyük bir yer kapladığını söylemekte fayda var.
Lamar Stevens'ın şu an garantisiz bir NBA kontratıyla oynuyor olmasının sebebi ise hücumu. Özellikle geçtiğimiz iki senede Cleveland sisteminde 5. adam olarak yerini kesinleştirmeye istikrarlı bir üçlük atıcısı olmak kadar uzakken bu iki senede sırasıyla %27.7 ve %31.6 üçlük atmış olması hakkında büyük soru işareti. Ancak bu kadar kötü bir şutu varken, rotasyonda Cedi ve Okoro'nun önüne geçmiş olmasının bazı sebepleri var.
Bunun başında ise çok iyi bir hücum rebocusu olması geliyor. Lamar Stevens 36 dakika başına 1.5 hücum rebosu topluyor. Karşılaştırmak için rotasyonda rakibi olan Cedi'de bu rakam 36 dakika başına 0.6, Okoro'da 1.1. Bunu da doğal olarak corner crushlarla yapıyor. Cleveland'da uzun süreler yan yana oynayan ve şutör olmayan iki uzun Allen ve Mobley varken yapan Stevens'ın, her beşinde en az 4 tane şutör olacak olan Celtics rotasyonunda yapması daha anlamlı olabilir. Aynı zamanda Lamar Stevens boyuna rağmen iyi bir perdeci ve devrilici. Tabii ki şampiyonluk adayı takımınızın hücumda Lamar Stevens pick&roll'larını oynamasını istemezsiniz ancak sahada kalmak için herhangi bir şekilde gravity yaratmaya ihtiyaç duyan rol oyuncunuzun bunu yapabilecek yollar bulmuş olması hiç yoktan iyidir.
Bu fikirler doğrultusunda benim Celtics'ten rotasyon beklentim aşağıdaki şekilde.
İlk beş: Jrue Holiday - Derrick White - Jayson Tatum - Jaylen Brown - Kristaps Porzingis
Altıncı adam: Al Horford
Yedinci adam: Sam Hauser
3pt specialist: Payton Pritchard (Svi Mykhailiuk)
Üçüncü uzun: Neeminas Queta (Luke Kornet)
Kanat rotasyonu: Lamar Stevens (Dalano Banton - Oshae Brissett - Jordan Walsh)
Geliştirme Raporu: Takas Fikirleri
Boston Celtics, şampiyonluk yoluna çıkarken şu an kesin olarak katkı vereceğine inandığı sadece 6 oyuncuya sahip. 7. oyuncu için bile Sam Hauser - Payton Pritchard gibi üzerinde soru işareti bulunan isimleri anması gerekiyor. Celtics'in yoğun geçen yaz döneminin ardından 2024 draft haklarını elinde bulundurması da göz önüne alındığında Celtics'in sezon içi takıma ekleme yapmasını beklemek sürpriz olmaz.
Ancak bu sene değişen CBA, Celtics'in elindeki fırsatları bir hayli kısıtlıyor. Öncelikle Celtics, değişen kural sebebiyle Grant Williams'ın takasından sadece kontratının yarısı kadar bir TPE elde edebildi. Yaklaşık 6 milyon değerindeki bu TPE'ye sığan oyuncuları alt alta yazdığınızda ya takaslanması pek mümkün olmayan çaylak oyuncular ya da zaten sene başı minimum kontrat almış oyuncularla karşılaşıyorsunuz. Yine bunlardan işe yarayabilecek oyuncular hakkında bir liste yapmamı isterseniz size; Dwight Powell, Simone Fontecchio, Nick Richards isimlerini verebilirim. Bu üç oyuncudan hiçbiri gireceği rotasyona doğrudan çözüm oluşturmayacak olsa da elimizdeki seçeneklere kalite katabilirler.
Ancak Celtics'in takas yapabilmek için kullanabileceği başka bir yöntem daha var. O da minimum kontratları üst üste dizmek. Hatırlarsınız Celtics, Daniel Theis'ı yeniden takaslarken birçok oyuncusunu tek takasta göndermiş ve yerine yalnızca bir oyuncu alarak takasın matematiğini sağlamıştı. Yine Brogdon takasında da aynı durumun altını çizebiliriz. Ancak sezon içinde bu takasları yapmak için takasa girdiğiniz takımın o kadar sayıda oyuncu kadar kadrosunda boşluk yaratması gerekiyor. Bu yüzden bu tür takasları trade deadline'da rebuilding sürecine girmiş takımlarla uygulayabiliyorsunuz.
Celtics'in payroll'undaki minimum kontratların değerleri şu an 2 milyonun biraz üzerinde gözüküyor. Luke Kornet 2.4, Dalano Banton ve Lamar Stevens 2.1, Oshae Brissett ve Svi Mykhailiuk'un da 2.3 milyon kontratları var. Bunlardan 4'ü birleştiği zaman yaklaşık olarak 9 milyon seviyesine yükselebiliyor. Yine değişen NBA kuralları sebebiyle Celtics'in ikinci apron'a çıktığından beri kontratları neredeyse kafa kafaya matchlemesi gerektiğinin altını çiziyorum.
Bu yöntem ve takasa partnerlik yapacak takımları hesaba kattığımız zaman yukarıda yazdıklarıma ek olarak elimize Kyle Anderson, Daniel Theis, Thad Young, Vasilije Micic isimleri geçiyor. Bunların hepsinin Celtics rotasyonunda doğrudan süre almaya başlayacak ve play-off'ta da sahaya çıkabilecek oyuncular olduğu aşikar. Ancak bunlardan yalnızca birini alabilecek olmak tabii ki en ideal senaryo değil.
Yine değişen CBA nedeniyle Celtics, ikinci apron takımı olduğu için son yıl kazandığı para Full-MLE'den fazla olan herhangi bir oyuncunun buy-out olması halinde o oyuncuyu kadrosuna katamıyor. 2023-24 sezonunun Full-MLE'i 12.7 milyon dolar. Bu yüzden Gordon Hayward, Joe Harris, Buddy Hield gibi oyuncuların mevcut takımlarından buy-out olması halinde bile Celtics onlar için uygun bir adres değil.
12.7 milyon dolar'dan az kazanıp kontratının son yılındaki oyunculara baktığımızda da yine ilgi çekici bir liste geçiyor elimize: Kelly Olynyk, Alec Burks, Robert Covington, Monte Morris. Öncelikle Kelly Olynyk'in bedavaya takımdan ayrılacağını hiç sanmıyorum. Danny Ainge, takımdan gönderecek olsa bile olası bir takasta maksimum faydayı elde etmek için kontratını uzatmayı deneyecektir. Ancak ismi aklımızda tutmakta fayda var. Öte yandan Alec Burks ve Robert Covington playofflarda dengeleri değiştirecek buy-out isimleri olabilir. İkisi de mutlu oldukları rolleri alamıyorlar ve ikisi de ligin dakika verebilecek veteranlarından. Aynı zamanda Monte Morris de Denver'da geçirdiği iyi sezonların ardından iki senedir iyi ya da kötü oynamasının hiçbir önem arz etmediği takımlarda yer buluyor. Yeniden bir play-off takımında kendini göstermek için buy-out olması ihtimal dahilinde.
Sonuç Raporu: Büyük Resim Değil, Sert Yol
Yazıyı başladığım yerden bitirmem gerekiyor; Celtics için kazançlı takaslar yapma, önümüzdeki sezonu düşünme, gelişimleri izleme yılları bitti. Boston Celtics artık el üzerinde tutulan parlak bir lise öğrencisi değil, ailesine küçükken üzerine kurulan tüm hayallerin, beklentilerin boşa olmadığını göstermeye çalışan bir yeni mezun genç. O yüzden büyük resmi okuması değil, önümüzdeki yaz aile evinde boynu bükük oturmamak için kendini ispatlayacak şeyler başarması gerekiyor.
Evet bu sezon yola çıkacak 30 takımdan sadece biri şampiyon olacak. Evet, Bucks, Suns, Nuggets, Warriors, Lakers hepsi ciddi şampiyonluk adayları. Ancak Celtics'e senelerdir tam da bugün için o umutlar bağlandı, fedakarlıklar yapıldı. Celtics'in bugün o yolun içinden geçmesi ve "beceremedik mi acaba?" sözünü kalp kırıcı yükseklikte seslendirilmeden susturması gerekiyor.
Ben Celtics izlemeye üniversiteye başlayınca başlayabildim. O sene IT'nin patlama olarak yaptığı seneydi. Kyrie'nin bizde olduğu zamanlar çok iyi olacağımı düşünürdüm. Kemba geldiği zaman yeniden toparlanabileceğimi umut etmiştim, Horford geri döndüğünde ise yeniden ayağa kalkmak için çok uğraşmam gerektiğini biliyordum. Şimdi yolda oldukça değişmiş olsam da ayaktayım. Tüm bu roller coaster'a rağmen her şeyin mutlu bir sonu olabileceğini, hiçbir şeyin boşa gitmeyeceğini görmek için Celtics'in şampiyonluğuna ihtiyacım var.
Ya da var mı, şampiyon olsak da olmasak da tam 12 ay sonra tam olarak aynı yazıyı yazabilecekken?
kalemine sağlık
YanıtlaSilÇok güzel yazmışsın Fed hocam kalemine sağlık, teşekkürler
YanıtlaSil